A K Ş E H İ R G Ö L Ü
Akşehir Gölü Eber Gölü gibi, Sultan dağları ile Emir dağı arasındaki çöküntü alanında yer alır. Akşehir ilçesinin yanında İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir göldür. İdari olarak Konya ve Afyonkarahisar illeri sınırları içerisinde yer almaktadır.
Kapalı bir havzada bulunduğundan dışarıya akıntısı yoktur. Buna karşın suları çok az tuzludur. Kıyılardan göle karışan tatlı su kaynaklarının bolluğu, kıyılarda suyun tatlılaşmasını sağlar. Tuzluluk orta kesimlerde ve kuzeydoğuda daha belirginleşir.
Akşehir Gölü Kap, Şimşek, Aynacı, Cevizli, Evliya, Nadir, Akşehir (Tekke), Engilli, Adıyan Çayları, Sorkunlu kaynakları ve ayrıca Sultan Dağlarından inen mevsimlik ve sürekli küçük dereler, göl çevresindeki akiferlerin yer altı suyu akımı ile göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir. Boşalımı ise, göl yüzeyinden buharlaşma ve sulama amacıyla alınan sularla olmaktadır.
Gölün geçmişte Taşköprü çayı vasıtasıyla Eber Gölü ile olan bağlantısı, Eber gölü çıkışına DSİ’nce inşa edilen regülatör ve sulama kanalları ile kesilmiştir.
Göldeki su seviyesi ve göl alanı, yıllara ve mevsimlere göre büyük değişiklikler göstermektedir. 1961-1991 rasat periyodunda en düşük su seviyesi Kasım 1963’de tespit edilmiştir. Buna göre su kodu 955.01 metre, göl alanı 25 500 hektar ve su hacmi 460 milyon m3 olmuştur. En yüksek su seviyesi ise Mayıs 1970’de tespit edilmiş, bu seviyedeki su kodu 959.76 metre, göl alanı 39 000 hektar ve su hacmi 2.1 milyar m3 olmuştur.
Sığ bir göl olup, derinliği 2 ile 4 m arasında değişmektedir. Gölün güneydoğusundaki yaklaşık 10 kilometrelik kıyı şeridi dışında kalan tüm kıyıları seyrek fakat geniş sazlıklarla kaplıdır. Akarsu deltalarında söğüt toplulukları mevcuttur.
Gölün flora ve faunası, Eber gölüyle benzerlik göstermektedir. Eber gölü seviyesinde olmasa bile, yine de ekolojik olarak bol gıdalı (eutrophic) göl sınıfına girmektedir. Sazan ve turna gibi ticari önemi olan balıkların yanı sıra beş balık türü daha bulunmaktadır.
Akşehir Gölü de ornitolojik önemi büyük olan göllerimizden biridir. Eber gölünde üreyen, beslenen ve konaklayan bütün kuş türlerine burada da rastlanır.
Göl aynasını çevreleyen geniş sazlıklar, su kuşları için kuluçka alanı, beslenme yeri, sığınma, barınma ve toplanma mekanı olarak son derece uygun bir ortam oluşturmaktadır. Sazlıklar, seyrek olmasına rağmen geniş alanlara yayılması; kuşlara avcılardan korunmak için geniş bir hareket olanağı sağlamaktadır. Yine geniş su aynası, avcılar tarafından taciz edilen kuşların sığınmaları yönünden büyük önem taşımaktadır.
Gölde, sonbahar ve kış başlarında başta yaban kazları ve yaban ördekleri olmak üzere, pelikanlar, dalgıçlar, balıkçıllar, yağmurcunlar ve martı türlerinden oluşan 60-80 bin civarında kuş görülmektedir. Özellikle yaban kazları, kış mevsiminde geceyi çok kalabalık gruplar halinde gölde geçirmektedirler. Türkiye’de görülen yaban kazı populasyonunun en büyüğü (107.000) Aralık 1977’de Tansu GÜRPINAR tarafından Akşehir Gölünde kaydedilmiştir.
Ancak kışın şiddetli dönemlerinde göl yüzeyinin donması sebebiyle, 1-2 ayda olsa göl bu işlevini kaybetmektedir. son yıllarda gölü besleyen dereler üzerine yapılan baraj ve göletler,ayrıca dsi;nin açtığı kuyular yüzünden akşehir gölü 1997 yılında kurumaya yüz tutmuş fakat 2009 yılı itibari ile yağışların iyi olması sebebiyle göl tekrar büyüme göstermiştir.* Nasreddin Hoca’nın Ya Tutarsa! deyip maya çaldığı göldür.
Akşehir Gölü’nde, bataklık alanda beslenmeyi tercih eden kaşık gaga, çipil, çamurcun, angıt ve karakuş gibi kuş türlerinde, son dönemlerde ölüm olayları artmıştır. Akşehir İlçe Tarım Müdürlüğü, onlarca kuşun ölümünün metan gazından kaynaklandığını tahmin ettiklerini belirtmiştir.
Yaklaşık 350 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle bir dönem tamamen kurumaya yüz tutarken, şu an yüzölçümünün 3’te 1 oranında su seviyesine sahip olan Akşehir Gölü’nde balık ölümlerine de rastlanmaktadır
Gölde ölen balıkların, metan gazı nedeniyle ölmüş olabileceklerini tahmin ettiklerini belirten Akşehir Tarım İlçe Müdürlüğü, “Akşehir Gölü’nde görülen kuş ölümleri yakından takip edilerek ölüm sebebi araştırılmış, kuş ölülerinden alınan numuneler Konya Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsüne gönderilerek gerekli laboratuvar tetkiklerinin yapılmıştır. Laboratuvar tarafından gönderilen sonuç raporunda kanatlı hastalıkları, bakteriyoloji, moleküler mikrobiyoloji, toksikoloji ve parazitolojik incelemeler sonucunda herhangi bir bulguya rastlanmadığı belirtilmiştir.
Kuşların ölmesinin arıtma tesisinden kaynaklandığının ileri sürülmekte .Gerek laboratuvar sonuçları, gerekse uzmanların incelemesi neticesinde arıtma kaynaklı bir problem gözlenmemiştir. Gölde yaşayan canlılar sadece kuşlar değildir. Ölümler su kirlenmesine bağlı olsaydı balık, kurbağa, yılan gibi canlılarda ölmesi gerekirdi.”
Göldeki metan gazı çıkışı sıcaklık artışı ile birlikte yoğunlaşmıştır. Gaz çıkışı genellikle bu kuşların gece barındığı bataklık alanlarda yoğunlaştığından tehlikeli olabilmektedir.
Belirtilen bulgulardan yola çıkılarak meydana gelen kuş ölümlerinin yoğun metan çıkışına bağlı olabileceği düşünülmektedir.”dedi.
Son yıllarda artan yağışlarla Akşehir Gölü tekrar su tutmya bşalamıştır. Hava şartlarının serin gitmesi, yağışların yoğun olması ve tarımsal sulamanın azalması nedeniyle geçtiğimiz yıllarda tamamen kuruyan Akşehir Gölü tekrar su tutarak büyük bir alana ulaştı. Sazlıkların tamamının yok olduğu Akşehir Gölü’nde sazlıkların arttığı gözlenmektedir .Sazlık kamışlar tamamen yok olduğu dönemde göle gelen kuş sayısında büyük miktarda azalma olmuştu. Göldeki su seviyesi ile beraber sazlık kamışlarında büyümesiyle kuşların barınabileceği ortamların artmasından dolayı kuş popülasyonun da da büyük bir artış gözleniyor. Göle atılan balıklar da üreyerek çoğalacaktır. Göl eski günlerdeki balık bolluğuna ulaşacaktır.